Yol
DAR YOLLAR Kente dar yollar egemendi. Motorlu araçların olmadığı dönemlerden kalma yüklü iki hayvanın ancak geçebileceği sokaklar ile görece geniş sayılan caddelerimiz vardı. En geniş yollar üzeri kapatılan derelerden oluşturulanlardı. Kimi sokaklarda yüklü iki hayvan karşılaşırsa geçmekte zorlanırlardı. 1950’li yıllarda ana yollar kesme kara taşlarla kaplı idi. İnişli yokuşlu sokaklar ise geniş basamaklı taş merdiven biçimindeydi. Birçok caddede kaldırım taşı vardı ama kaldırımlar genelde topraktı, yani kaldırım yoktu. Ulucami ile belediye arasındaki meydanda çok görkemli taksiler vardı ama yollar o araçlara hiç yakışmıyordu. Benim çocukluğumda ana yolların genişletilmiş olduğu söylenirdi ama yine de dardı. Taksilerden, ciplerden başka kamyon ve özellikle otobüsler sayılı olduğundan yolların darlığı çok dikkat çekmiyordu. O günkü otobüsler, kamyonlar şimdikilerle kıyaslanamayacak denli küçüktü. Halk genelde yolun ortasından yürürdü. Bu biraz da kışın çamurdan, yazın tozdan, topraktan korunmak için gerekli idi. Kaldırımlar esnafların tapulu malı gibi idi. Taksilerin, ciplerin çok az geçtiği, şimdiye oranla o küçücük kamyonların ya da otobüslerin yılda en çok otuz kırk kez uğradığı bu yollar halkın gereksinimlerine ters düşmediğinden bir sıkıntı yaratmıyordu. Kaldırımların çoğunluğu, sokakların tamamı kadınların zahire yaptıkları ve çocukların oyun oynadıkları bir alandı. Özellikle erkek çocuklar eve genelde yemek ya da uyumak için giderlerdi. Gün boyu bu sokaklarda eğleşirlerdi. Küçük çocuklar evlerinden çok uzağa gidemezlerdi. Bu sokaklarda bıyığı terlemiş delikanlıların bile gülle (bilye) ve daha başka oyunlar oynamaları olağan görüntülerdendi. 1959- 1962 yılları arasında portakal yuvarlamaç oyunu da portakalın bilye yerine kullanılması ile oynanmıştır.