Değerli dostlar; Yarın Mübarek Ramazan’ı Şerif idrak ediyoruz. Ümmeti Müslüman’a ve tüm insanlığa hayırlar getirmesini noksan sıfatlardan münezzeh olan Yüce Allah’tan niyaz ediyorum. Bu vesileyle bu haftaki yazımızı ahret hayatına ilişkin fırsat ayı olan Ramazanın değerlendirilmesine ilişkin bazı hususları ihtiva etmektedir. Malum: İslam beş şart üzerine bina edilmiş olup, ilki Allaha ve  son peygamber Hz.Muhammed’e (s.a.v) iman etmektir. Neyse ki bizler şanslı insanlarız, Müslüman bir ailede dünyaya gözümüzü açtık, Elhamdülillah. Yalnız imanı tanımlamak gerekiyor. İman: Allah’a ve Resul’üne Kur’an’ın Allahtan indirilen emirler olduğuna, Hz. Muhammed’den  (s.a.v) bize ulaşan sahih hadislerde belirtilen tüm hususları şeksiz şüphesiz kabul etmek, hayatımızı bu düzlemde dizayn etmektir. Müslüman olmak imanı, Müslüman gibi yaşamak ise ilave sorumlulukları beraberinde getirir. İman çok hassas bir husustur. Özel ihtimamla korunması gerekmektedir. Yoksa, kişi farkında olmadan imanını kaybedebilir. İman çıplak bir bedene benzer, her türlü saldırıya açıktır, yağmura, kar’a, rüzgar’a, yakıcı güneş’e, haşereye vs. şeylerden korunmak için elbiseyle korunuyorsa, operasyona giden güvenlik güçleri nasıl ki korunmak için çelik yelek giyiyorlarsa, kaplumbağa için üzerindeki sert kabuğu korunmak için ne anlam ifade ediyorsa, hastalıklardan korunmak için vitamin, mineral, protein gibi şeyleri almak gerekiyorsa, imanımız için de özel koruma tedbirlerini almalıyız. Müslüman olarak yaşayıp , Müslüman olarak ölmek istiyorsak ihtiyacımız olan şeylerden birisi, belki de en önemlisi namaz’dır. Ancak, namazımız dosdoğru olmalı, huşu içinde kılınmalı ki önceki günahlarımıza kefaret, imanımız için de sağlam bir teminat olsun.. Nasıl ki araçlarımıza kasko yaptırıyoruz, evlerimizi deprem’e karşı sigortalıyoruz, imanımız içinde Namazı bu şekilde görmeliyiz. Çünkü Cennetin anahtarı iman, İmanın teminatı da namazdır. Şimdi bu mübarek ayı vesile bilip, namaz kılmayanların namaza başlaması,  kılanların da makbul bir namaz nasıl kılınmalı, bu konuda gözlediğimiz eksiklikleri ve yanlışları özetlemeye çalışalım. --Temiz olmak: Namaz kılmak için öncelikle cünüp olmamalı, cünüpse gusül veya teyemmümle(suya ulaşma imkanı yoksa) cünüplükten kurtulmak gerekir. --Namaz için abdest almak: Herhangi bir vakit namazı kılmak için abdest öncesi tuvalet ihtiyacı var ise , bu ihtiyacı giderdikten sonra gerekli temizliği tam olarak yapmalıyız. Alelacele tuvalete girip, yine aynı aceleyle abdest alıp namaz kılmaya kalkışırsak farkında olmadan abdestimiz bozulmuş ve biz abdestsiz namaz kılmış olabiliriz. Bu nedenle namaz vaktinden makul süre önce ihtimam göstererek tuvalet sonrası” Özellikle elli yaş üzeri olanların daha dikkatli olmaları gerekir”İstibra yapılmalı ki abdestimiz kazaya kurban gitmesin. -Camide abdest alıyorsak, ayağımızı kurulayıp, çorabımızı giydikten sonra Camiye sağ ayakla Bismillah diyerek girmeliyiz. Abdest sonrası üç defa, hiç olmazsa bir defa Kadir suresini okumanın çok büyük fazileti olduğunu unutmayalım. -Namazlarımızı Camide kılmayı alışkanlık haline getirelim. Bir miskalin bile teraziye konacağı hesap gününde yirmiyedi kat fazla sevabı elimizin tersiyle itmeyelim. Camide mümkünse dünya ya ait meselelerle ilgili konuşmayalım, ezan okunuyorsa huşu ile ezanı dinleyelim. -Sabah Namazına özel ihtimam gösterelim, cemaatle kılmayı tercih edelim, eğer bu mümkün olamıyorsa güneş doğmadan evimizde kılalım. Sabah Namazının sünnetinin ilk rekatında Fatiha’dan sonra Kafirun suresini, ikinci rekatında ise Fatiha’dan sonra İhlas suresini okumanın fazileti hadislerle bildirilmiştir. Sabah Namazı ile ilgili en önemli husus ise çok yanlış bir anlayışın toplumumuzda hakim olması. Çevremdeki insanların bir çoğu Sabah Namazını uyanamadığı için Güneş doğduktan sonra kerahet vakti geçince kıldıklarını ifade ediyorlar, ve bunu çok normal bir şeymiş gibi söylüyorlar. Hâlbuki bu durum bir istisna halidir, kaide her namazı olduğu gibi Sabah Namazını da vaktinde kılmaktır. Ayrıca sürekli olarak Sabah Namazını geciktirerek kılmanın Namazın kabul olmaması bir yana ,  yanlış hüküm ihdas etmekten dolayı büyük vebali olduğunu hatırımızdan çıkarmamalıyız. Rabbim Ümmeti Muhammed’e sağlık ve afiyet versin. Ramazan’ı Şerifiniz mübarek olsun. Bugünlük bu kadar, geri kalan kısmı haftaya inşallah. Haftaya görüşünceye kadar Allah’a emanet olun.