Maraş, kurtuluş savaşında Fransız kuvvetlerine karşı mücadele ederek düşman işgalinden kurtarıldı. Bu konuda Aslan Bey, Sütçü İmam, Mıllış Nuri, Çuhadar Ali, Senem Ayşe ve birçok kahramanlarının öncülük etmesi sonucu bu büyük başarı elde edilmiştir.  

21 yy.’da ise ilimizin kahramanları vardır. Bunlar en çok katma değer sağlayan Kahramanlardır.  Bu kahramanlar yatırımlarıyla ilimizin işsizlik oranın büyük oranda düşürmüş ve huzurlu bir kent haline getirmişlerdir.

Günümüzde eski o Kahramanlıkların yerini bugün ekonomi kahramanları almıştır.  O yıllardaki savaşlar artık yok. Ekonomik savaşlar baş aktörlerin elindedir. Eğer ekonomik gücün varsa her şeyi elde etmek mümkündür. Örneğin; ABD’nin tüm dünyayı ekonomik baskısı altında tutması. 

Ekonominin ne kadar önemli olduğunu yaşadığımız krizler anlatıyor. 

Değişim; kuşkusuz tarihsel olarak bir dinamizm gereksimi olarak doğmaktadır. Değişmekte olan toplumun kültürel, ekonomik, sosyal ve siyasi olarak yenilenmesi ise o toplumun ileriye doğru gelişimi olarak algılanır. Hatta değişim bizzat ihtiyaç halini alır ve bu açıdan değişimi önemsemeyen toplumlar yok olup giderler.  Değişimi gerçekleştiren toplumlar aynı zamanda üreten toplumlardır. Değişim ileriye doğru bir adım olarak düşünüldüğünde, üretimin artırılması için bulunacak teknolojiyi ortaya çıkaracak yüksek uygarlıktır. Toplum eskisine göre yeni bir üst uygarlığa çıkarken bu değişimin kültürel, sosyal, ekonomik ve siyasal yansımaları olacaktır.

Değişimi sağlayan güçlerin varlığı kadar değişimin önünü tıkayan ve engelleyen güçlerin ortaya çıkması sosyal bir olgudur. Karşı güçlerin varlığının ne anlama geldiğini görerek yaşayarak görüyoruz. Ve zararını ülke olarak hep birlikte yaşıyoruz.

Son yaşadığımız kriz de bunun başlıca örneklerinden birisidir. Daha öncede buna benzer krizleri birkaç kez yaşamıştık. Âmâ” bir husumet bin evladan iyidir “derler. İşte bu bizim için büyük bir fırsattır. Kendi başımızın çaresine bakmamızın artık tam zamanıdır. Ülkelerin dostu ve düşmanı olmaz derler. O ülkelerin menfaatleri ön plandadır. Bu hep böyledir böyle de olmaktadır. Bizim içinde öyle olması gerekmektedir. Bizimde menfaatlerimizin ön planda olması bizim en büyük gerçeğimizdir. Onun için hiç vakit geçirmeden yeni teknoloji bulmamız üretmemiz ve dünyaya bizim de ihraç etmemiz gerekecektir.

Hâlihazırdaki fotoğrafa bakarak endişelenebiliriz. Hatta öyle zamanlar olur ki, geleceğe ilişkin tüm umutların tükendiğine inanılarak derin bir ümitsizlik krizi yaşarız. Bu durumun son derece insani olduğunu kabul etmekle birlikte, sağlıklı bir bakış açısı olmadığına da inanmalıyız. Çünkü hayatın gerçekleri sürekli kötü bir yörüngede ilerlemiyor. Belli mevsimlerden geçerken hayatımızı tehdit eden coğrafi şartlar olduğu gibi, hepimize gülümseyen güneşli günler ve mevsimler de var. Dolayısıyla yolumuzu kesmek isteyenlere bakarak hep karanlık olduğuna karar vermekte gerekmiyor.