Alaycı ve aşağılayıcı tavrıyla toplumsal değerlerikökünden sarsan Dadaizm 1912-1922 yılları arasında resim, edebiyat, tiyatro vemüziği içine alan sanat dallarına olduğu kadar grafik tasarımın da görseldiline devrimci nitelikler getirmiştir. 1922'de üyeler arasındaki sürtüşmelerinartması, yıkıcı etkinliklerin bir sınıra dayanması ve çok sayıda Dadaist'inSürrealizm'e yönelmesi sonucu, varlığını sürdürecek bir zemin kalmadığı içinson bulmuştur. Ancak Dada, yeniliğe ve başkaldırıya esin kaynağı olan, birözgürleştirme hareketi olarak geçerliliği kalmamış alışkanlıklara karşısavaşması, uzlaşmaz tutumu ve tutkusu ile bugün bile entelektüel ve sanatsalbuluşlara örnek olmaktadır.

Dadaizm’in öncülerinden biri olan Hans Arp ‘SosyalEstetik'ten zamanla daha fazla uzaklaştım’ isimli yazısında Dada hareketini çokiyi bir şekilde özetliyor: "Dada, insanın akla uygun aldanışlarını ortadankaldırmayı ve de doğal ve mantıksız düzene yeniden kavuşmayı amaçlamıştır.Dada, insanın mantıklı anlamsızlıklarını, mantıksız saçmalıklarla değiştirmeyiistemektedir. İşte bu yüzden biz, Dada'nın büyük davulunu bütün nefesimizleüflüyoruz. Dada için felsefeler bırakılmış eski bir diş fırçasından daha azdeğerlidir. Dada onları büyük dünya liderlerine bırakır. Dada, erdemin resmisözlüğünün iğrenç entrikalarını kınamaktadır. Dada, saçma olan için vardır kibu saçmalık anlamsızlık anlamına gelmez. Dada doğa gibi saçma ve aklaaykırıdır. Dada doğadan yana ve Sanat'ın karşısındadır". Dada hareketikesinlikle doğduğu zamanın özel koşuları göz önüne alınarak incelenmelidir.Sözü geçen zamanlar, büyük bir karışıklığın olduğu zamanlardır.

1920'li yıllarda çeşitli sanat akımları içerisindekendini iyiden iyiye hissettirmeye başladı. Birinci dünya savaşı ile birliktebaşlayan bunalım, umutsuzluk ve çaresizlik ortamı, özellikle Avrupa’da,toplumun hemen her kesiminde kültürel ve geleneksel değerleri altüst etti. Buyılgınlık ortamı, modern sanat akımlarının getirdiği yeniliklerle birlikte,sanatta yeni bir karşı duruşun ortaya çıkmasını sağladı. Tüm gelişimiyleörtüşmemekle birlikte, on dokuzuncu yüzyılın ‘Modernizm’ düşüncesinin birparçası veya uzantısı olarak kabul etmemiz gereken Dadaizm, fütürizm,gerçeküstücülük gibi sanat akımları, bu dönemde altın çağını yaşadı. Tzara'nın1921'de sahnelediği ‘Gazdan Yürek’ adlı yapıtı, her şeyi alaya alan, kontrolsüzmantık akışı ile yazılmış, tamamen görselliğe dayanan bir oyundu: Kartondangiysilerle yapılmış boyun, göz, ağız, kulak ve kas, sırayla sahneye gelip, üçperde boyunca hiçbir anlamı olmayan şarkılar söylüyorlardı. Örneğin göz,tekdüze bir sesle ‘heykeller, mücevherler, kızartmalar’ sözlerini üst üsteyineliyor, ardından ‘sigara, sivilce, burun’ nakaratına giriyordu. Tamanlamıyla bilinçaltı akımı tekniğiyle yazılmış ve sahnelenmiş bu oyunlarındrama tekniğiyle (üç birlik kuralı) veya mantıksal bir oyun kurgusu ile uzaktanyakından ilgisi yoktu. Her şey, görüntüde dile geliyordu. Böylece ‘Modernizm’in en önemli nimetleri arasında görülen akılcılık, aydınlanma, düşünsellik gibikavramlar, öncü akımlar tarafından sorgulanıyor ve reddediliyordu.

Gelenekleşmiş sanat yasalarından ve pozitivistönermelerden bağımsız olarak, mantık dışı ve saçma olanı öne çıkaran,natüralist ve  gerçekçi sanatkuramlarının öz, biçim ve dil anlayışlarını hiçe sayan ‘Dada’ akımı, buyönleriyle bir yandan fütürizm akımı ile yakınlık gösterirken, öte yandan‘Gerçeküstücülük’ e zemin hazırlamış oluyordu. Sürrealizmin ortaya çıkması içinsosyal bir background koşulu yoktur. Oysa Dadaizm, sosyal koşullar olmadan varolamaz. Sürrealizm, sanatın her dalına (müzik ve az da olsa mimari dışında)yayılmıştır. Oysa Dadaizm, sadece ‘topluma’ yayılmıştır. Çünkü bazen de eylemşeklindedir. Sergiden sonra, sergilenmiş bütün eserlerin topluca imha edilmesigibi. Amaç; mantıksal düzene alternatif yaratmak ve mantık dışı bir düzenoluşturmak yoluyla yeni bir gerçekliğe ulaşmak.